Ramazanda hangi yemeği yesek diye düşüneceksiniz. Biz ise açız
İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı saldırılarının başladığı 7 Ekim öncesinde okulun yanı sıra gazetecilik ve oryantasyon kursuna da giden 11 yaşındaki Rahaf el-Mukayyed’in hayalleri savaşla yerle bir oldu.
İsrail ordusunun saldırıları sonucu evleri yıkılan Rahaf, üzerinde durduğu enkazın altında hâlâ çok sayıda şehit bulunduğunu söyledi.
Saldırılar öncesinde sabah erkenden kalkıp dua ettiklerini ve okula gitmek için hazırlandıklarını kaydeden Rahaf, evlerin, okulların, kırtasiyelerin, sokakların; Özetle her şeyin mahvolduğu Gazze’nin yaşanmaz bir yer haline geldiğini söyledi.
“İsrail her şeyi yok etti”
Rahaf, sivillerin yaşadığı evlerin bombalanması karşısında çok korktuklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Bunları televizyondan ya da telefonunuzdan izliyorsunuz ama bizzat şahit olmuyorsunuz. Bütün bu yıkımları görüyor, bu korkunç sesleri duyuyoruz. ” dedi.
Rahaf, İsrail’in yaşadıkları evi bombalaması üzerine çok korktuklarını, tüm mahalle sakinlerinin saldırılardan kaçmak için oraya buraya koşmaya başladığını, sokaklarda korkunç manzaralara tanık olduklarını söyledi.
Savaş bitse bile gidecek hiçbir yer kalmayacağını ifade eden Rahaf, şöyle konuştu: “İnsanları artık sokaklara gömüyorlar. İnsanlar artık nereye gideceklerini bilmiyor. Normal bir hayat yaşıyorduk. Ben de öyleydim.” Okula giderken Kur’an okuma ve gazetecilik dersine yazıldım ama İsrail her şeyi mahvetti.” ” dedi.
“İnsanlar açlıktan ve soğuktan ölüyor”
“Kaybettiklerimizi kim geri getirecek?” Rahaf, uluslararası toplumun Gazze’de yaşananlar konusundaki sessizliğine de tepki göstererek bu soruyu sordu.
Gazze’nin kuzeyinde insanların açlık ve soğuktan öldüğünü belirten Rahaf, şöyle konuştu: “İnsanlar pirinç, hayvan yemi ve arpayı öğüterek un haline getiriyor. Yiyecek hiçbir şey kalmadı. Ne salatalık, ne domates, ne de havuç kaldı. Savaşın bitmesini istiyoruz.” Sonunda kendi yetiştirdiğimizi yemek istiyoruz.Her gün “Sadece bir öğün yiyoruz. Bırakın savaş bitsin, halk aç. Her şey çok pahalı, insanlar yiyecek alamıyor” dedi.
İnsanların çadırlarda yaşadığını, yağmur yağdığında çadırlara su verildiğini kaydeden Rahaf, soğuktan dolayı çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
İslam dünyasının Ramazan ayına hazırlandığını hatırlatan Rahaf, şöyle konuştu:
“Meyve, sebze yiyeceksin. Sahur, iftar yiyeceksin. ‘Hangi yemeği yiyelim?’ diye düşüneceksin. Açız. Gazze halkının aç olduğu haberini mi bekliyorsun? Biz “İnsanız” varlıklar, bizim duygularımız var. Biz insanız, sadece haber değiliz. Hikâyenin öyküsü, Gazze halkına “Onun açlıktan öldüğünü yazmamı mı bekliyorsunuz? Bugün bize yardım etmezseniz ne zaman yardım edeceksiniz?”
Şehit olmaktan değil, yaralanmaktan, acı içinde ölmekten korkuyorlar.
Rahaf, komşularının evlerinin bombalanması üzerine yaşadıkları eve yaralı bir kişinin getirildiğini ve durumunun ciddi olmadığını, hastanelerde ilaç ve tedavi bulunmadığı için bu yaralı kişinin ertesi gün hayatını kaybettiğini anlattı.
Rahaf, şöyle konuştu: “Birini kaybetmek çok zor. Hiç böylesini yaşamadınız. Şehit olacağımızdan emin olsaydık evimizden çıkmazdık. Biz bombalardan, şehitlikten korkmuyoruz. Çünkü şehitlik, şehitliktir. en yüksek seviyede güzel gökyüzü. Ama yaralanırsak acı içinde ölmekten korkarız çünkü iyileşemeyiz” dedi.